Connect with us

Endüstriyel Tip Batarya

Yeni nesil batarya tasarımlarında hız ve verimlilik

Published

on

Yeni nesil batarya tasarımlarında hız ve verimlilik

Dünya devi Hexagon, çoklu fizik malzeme simülasyonu ve metroloji yazılımı teknolojisini Fraunhofer ITWM’nin teknolojisi ile birleştirerek batarya geliştirme süreçlerini hızlandıran yeni bir elektrokimyasal simülasyon çözümü geliştirdi. Yeni nesil batarya tasarımına hız ve verimlilik getiren yazılım, Ar-Ge aşamasındaki pahalı ve zaman alan laboratuvar testlerini azaltıyor ve gelişmiş batarya teknolojilerinin keşif sürecini hızlandırıyor. Bu yeni çözüm ile gerçekleştirilen sanal tasarımlar, hücre yapılarındaki en küçük değişimlerin bile performansa olan etkisini kolayca analiz etme fırsatı sağlarken, dijital ikiz teknolojisi üretim süreçlerini optimize ederek maliyetleri düşürmeye yardımcı oluyor.

Sensör, yazılım ve otonom teknolojileri bir araya getiren dijital gerçeklik çözümlerinde dünya lideri Hexagon, Fraunhofer ITWM ile geliştirdiği elektrokimyasal simülasyon çözümü ile yeni nesil batarya tasarımına hız ve verimlilik sağlıyor. Hexagon, bu yeni çözümünde Dijital Malzemeler paketine Fraunhofer ITWM’nin Batarya ve Elektrokimya Simülasyon Aracı (BEST) çözücüsünü entegre ediyor ve üretim süreçlerinden kaynaklanan etkileri de dikkate alarak hücre tasarımlarının verimli ve çoklu fizik araştırmasına olanak tanıyor.

Yeni bir batarya hücresi ürününü pazara sunmak son derece karmaşık ve zaman alıcı bir süreç gerektiriyor.  Ar-Ge süreçleri, yeni elektrokimyasal tasarımları keşfetmek için ilk prensip simülasyonlarını kullanan deney tasarımlarını (DoE) içeriyor ve bunlar bir laboratuvarda fiziksel deneme yanılma yoluyla test ediliyor. Hücre üretim süreci, hücrenin performansını ve başarısını etkileyebilecek çok sayıda kritik adımdan oluşuyor.

Sanal laboratuvar işlevi gören yeni nesil teknoloji

Hexagon’un sanal laboratuvar işlevi gören elektrokimyasal simülasyon çözümü, önemli maliyet ve verimlilik avantajlarına sahip olmasıyla öne çıkıyor. Üreticiler; tek bir kullanıcı ara yüzü aracılığıyla elektrotların mikro yapısını, yerleşik bir batarya malzemeleri arşivinden hücrenin tüm montajına (elektrolit, ayırıcı, aktif malzeme, bağlayıcı, akım toplayıcı) kadar modelleyebilirken, malzeme özellikleri ve batarya mikro yapısındaki değişikliklerin etkisini keşfedebiliyor.

Üreticilere tersine mühendislikle tasarlama yeteneği kazandırıyor

Elektrokimyasal simülasyon teknolojisi, partikül boyutu dağılımı ve karbon bağlayıcı dağılımı dahil olmak üzere uygun malzeme ve konfigürasyonların seçilmesiyle enerji verimliliği, kullanım ömrü, optimum şarj protokolleri gibi performans sonuçlarını iyileştiriyor. Hexagon’un güçlü VGSTUDIOMax 3D metroloji yazılımını ile de birleşerek hücrelerin makro yapısını doğrudan etkiliyor ve üreticilere tersine mühendislikle tasarlama yeteneği kazandırıyor. Batarya yönetim sistemi için en uygun şarj protokolünün oluşturulmasını sağlamak amacıyla batarya ömrünün ve hücre tasarımının güvenlik üzerindeki etkilerinin araştırılmasını da sağlıyor.

A-Ge ekipleri prototiplerden hızlı geri bildirim alacak

Hexagon Malzeme ve Platformlar Kıdemli Direktörü Guillaume Boisot, yeni teknolojiye ilişkin şu açıklamada bulundu: “Hücrelerin tasarımı ve geliştirilmesi; malzemeler ve elektrokimyasal tasarım, mekanik tasarım ve üretim süreçleri arasındaki karmaşık dengeler nedeniyle önemli zorluklar içeriyor. Bu karmaşık sürecin büyük bir kısmı geçmişte deneme yanılmaya dayanıyordu. Fraunhofer ITWM ile ortaklığımız sayesinde Ar-Ge ekiplerinin prototiplerden hızlı geri bildirim alarak daha iyi performans gösteren batarya hücresi geliştirmelerine katkı sağlayacağız.”

“Termal yönetim ve sızıntı simülasyonlarımıza yeni bir teknoloji ekledik”

Hexagon Multifizik Başkan Yardımcısı Subham Sett ise şu ifadelerde bulundu: “Batarya performansı ve kalitesi, özellikle otomotiv pazarında rekabette fark yaratan unsurlardan. Termal yönetim ve sızıntı simülasyonlarımıza eklediğimiz bu yeni teknolojiyle üreticilerin tasarım yolculuklarında çoklu fizik etkileşimlerini daha bütünsel bir şekilde görmelerine yardımcı olacağız.”

Mükemmel teknik iş birliği

Fraunhofer ITWM’den Dr. Jochen Zausch ise, “Son derece güvenilir BEST batarya elektrokimyası çözücü yeteneklerimizi Hexagon’un yenilikçi malzeme modelleme yazılımına taşımak için mükemmel bir teknik iş birliği gerçekleştirdik. Bu kapsamlı simülasyon iş akışıyla yeni batarya inovasyonlarının daha hızlı ilerlemesine yardımcı olacağız” dedi.

Tek bir kullanıcı ara yüzünden simülasyon

Elektrokimyasal simülasyon çözümü, Frauenhofer ITWM’nin BEST çözücüsünü Hexagon’un HxGN Dijital Malzemeler paketinin bir parçası olan Digimat malzeme davranışı modelleme yazılımına entegre ediyor. Kullanıcılar, tek bir kullanıcı arayüzünden Fraunhofer ITWM’nin gelişmiş elektrokimyasal modelleme tekniklerini kullanarak, yaygın lityum iyon hücre konfigürasyonlarının yanı sıra çinko ve sodyum batarya kimyaları için bir hücrenin bileşen mikro yapısı, elektrolit, ayırıcı, aktif malzeme, bağlayıcı ve akım toplayıcının elektrokimyasını simüle edebiliyor.

Digimat, yazılım içinde veya Hexagon’un MaterialCenter ve Materials Connect malzeme veri yönetimi yazılımları kullanılarak genişletilebilen bir ortak malzeme özellikleri arşivi içeriyor. Mikroyapılar, VGSTUDIOMax kullanılarak CT tarama analizlerinden içe aktarılabiliyor veya doğrudan Digimat’ta oluşturulabiliyor.

Bataryanın mekanik tasarımını ve güvenliğini optimize ediyor

Ayrıca, batarya tasarım ekipleri mekanik özellik karakterizasyonunu daha fazla incelemek için Digimat’ta geliştirilen mikroyapı modelini uygulayabiliyor. Makro ölçekli malzeme özelliği, Representative Volume Element(RVE) kullanılarak değerlendirilebiliyor ve ilgili mekanik analiz yazılımına basitleştirilmiş bir Digimat malzeme modeli yerleştirilerek modelin hücrenin yapısal analizleri için kapasitesini genişletilebiliyor.  Bu şekilde makine mühendisleri, doğru malzeme özelliklerine dayalı olarak bataryanın mekanik tasarımını ve güvenliğini optimize etmek için “the jelly roll” mekanik performansını değerlendirebiliyor.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Endüstriyel Tip Batarya

Maxxen, 3 GWh’lik üretim tesisi ile globalde stratejik adımlar atıyor

Published

on

By

Maxxen, 3 GWh'lik üretim tesisi ile globalde stratejik adımlar atıyor

Kontek Enerji’nin %100 iştiraki olarak kurulan ve enerji depolama teknolojileri alanında yenilikçi çözümler sunmayı hedefleyen Maxxen Enerji, 3 GWh kapasiteli üretim tesisi için çalışmalarını hızlandırdı.

Maxxen, Batarya Teknolojileri Zirvesi’nde yerini aldı

Yenilenebilir enerji sektörünün önde gelen mühendislik firmalarından Kontek Enerji’nin %100 iştirak kuruluşu olan Maxxen Enerji, bu yıl ikincisi düzenlenen Batarya Teknolojileri Zirvesi’nde yer aldı. Zirvede Maxxen Enerji Ar-Ge ve Tasarım Direktörü Muhammed Erdin, firmanın faaliyetlerini ve geleceğe yönelik hedeflerini değerlendirdi. Erdin, “Maxxen olarak enerji depolama alanında üretim, Ar-Ge, mühendislik ve uygulama konularında entegre çözümler sunuyoruz” diye belirtti.

Aydın Ortaklar OSB’de bulunan üretim tesisi, sektör adına önemli bir yatırım olarak öne çıkıyor. Maxxen, 2024 yılında Hithium ile gerçekleştirdiği iş birliği sayesinde uluslararası arenada stratejik adımlar atmaya hazırlanıyor.

Batarya teknolojilerinin geleceği ve Türkiye’nin rolü

Batarya Teknolojileri Zirvesi’ndeki hedeflerinden bahseden Erdin, şunları söyledi: “Enerji depolama sistemlerinin hem akademik hem de ticari açıdan gelişimini desteklemeyi, Türkiye’yi bu alanda bir merkez haline getirmeyi ve yeni iş birlikleri geliştirmeyi amaçlıyoruz. İkinci kez düzenlenen bu zirvedeki gündemimiz enerji depolama sistemlerinin hem akademik hem de ticari olarak gelişimini göstermek, Türkiye’nin bu alanda bir merkez olabileceğini sergilemek ve iş birlikleri geliştirmek. Maxxen Enerji olarak zirvede bir taraftan teknik konuları görüşüyor ve Ar-Ge’deki gelişmeleri tartışıyoruz, diğer taraftan yurt dışındaki katılımcılarla birlikte sektörün küresel gündemini ele alıyoruz.”

Maxxen Enerji’nin Batarya Teknolojileri Zirvesi’ndeki gündemi hakkında bilgiler veren Muhammed Erdin, bu alandaki durağanlığın son 10 yılda büyük bir sıçrama gösterdiğini ve Türkiye’nin bir batarya ekosistemi oluşturma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Türkiye’nin ve dünyanın enerji depolama sistemlerine olan ihtiyacının giderek arttığına dikkat çeken Erdin, bu tür etkinliklerin sektöre sağladığı katkının büyük olduğunu ifade etti.

Erdin’in konuşmasında özellikle vurguladığı nokta, Türkiye’nin enerji depolama teknolojilerinde lider bir oyuncu olma hedefi ve bu doğrultuda atılacak adımların önemi oldu. Bu tür zirvelerin, yeni teknolojilerin tanıtılması, iş birliklerinin geliştirilmesi ve Türkiye’nin sektördeki konumunu güçlendirmesi açısından büyük bir fırsat sunduğunu belirtti.

Continue Reading

Elektrikli Araç Bataryası

Alanında Türkiye’nin ilk firması olan EXITCOM, batarya dönüşümü için atık ağını genişletmeyi hedefliyor

Published

on

By

Alanında Türkiye’nin ilk firması olan EXITCOM, batarya dönüşümü için atık ağını genişletmeyi hedefliyor

1999 yılında Almanya’da kurulan, 2003 yılında ise Türkiye’nin ilk elektronik atık geri dönüşüm tesisi olarak ülkemizdeki faaliyetlerine başlayan EXITCOM, geri dönüşüm tesisine yaptığı yatırımlarla alanında küresel ölçekte ender firmalar arasında yer alıyor. TÜBİTAK Mam ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde pil geri dönüşüm tesisini 2015 yılında kuran, yatırımlarla da tesisteki prosesleri çeşitlendiren EXITCOM; lityum iyon pil, alkali pil, nikel metal hidrit pil, lityum primer pil gibi farklı çeşitleri işleyebiliyor. Türkiye’de 15.000 ton tesis kapasitesine sahip olan firma, atık toplama ağını genişletmek için pek çok kurum ve kuruluşla hem ticari hem de sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyor. Almanya’da Hannover, Türkiye’de Kocaeli olmak üzere 2 ana noktada hizmet veren EXITCOM, Avrupa’da uygulamaya alınan ve Türkiye’de de 2027 yılından önce uygulanması beklenen Batarya Pasaportu ile pil geri dönüşümü zincirinin merkezinde yer almayı planlıyor

Firmanın faaliyetleri ve hedefleri üzerine röportaj gerçekleştirdiğimiz EXITCOM Ar-Ge ve Proses Yöneticisi İlyas Emir Çuhadar, ayrıntıları Energy Storage’la paylaşıyor.

EXITCOM’u tanıtabilir misiniz?

1999 yılında Almanya’da kurulan EXITCOM, Türkiye’deki faaliyetlerine 2003 yılında başladı. Türkiye’de entegre elektronik atık geri dönüşüm tesisi olarak kurulan EXITCOM, 2015 yılında TÜBİTAK Mam ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğiyle kendi bünyesinde pil geri dönüşüm tesisi kurdu. Firma olarak batarya geri dönüşümü üzerinde bu tesisten önce de çalışmalar yapıyorduk; ancak tesisle birlikte bu alandaki çalışmalarımızı hem güçlendirdik hem de çeşitlendirdik. Özellikle son 4-5 yılda yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle birlikte yatırımlar yaparak; lityum iyon pil, alkali pil, nikel metal hidrit pil, lityum primer piller gibi farklı çeşitlerde de geri dönüşüm prosesleri kurduk. Bu süreçte laboratuvar, pilot tesisler gibi çeşitli altyapılar oluşturduk ve halihazırda var olan endüstriyel tesisimizin de optimizasyonlarını gerçekleştirdik.

EXITCOM olarak, farklı pil türlerini farklı proseslerde işliyoruz. Lityum-iyon pil özelinde konuşursak, yaklaşık 6 ana tip bulunuyor. EXITCOM olarak, biz bu tiplerin tamamında çalışıyoruz, bu teknolojiyi hayata geçirdik; ancak burada önemli olan durum atığın bize gelmesi… Örneğin, Türkiye’de geçtiğimiz yılı ele alırsak yaklaşık olarak 300 ya da 400 ton gibi bir atık pil toplandı. Bizim tesis kapasitemiz ise, 15.000 ton.

Bu sebeple, çeşitli kanun ve özel izin gereksinimlerini karşılayarak yurt dışına da iş yapıyoruz. Burada da birçok ülke ham maddeyi kendi elinde tutmak istediği için çeşitli önlemler alıyor. Örneğin, bu ham maddeler AB regülasyonları kapsamında kritik ve stratejik ham maddeler olarak tanımlanıyor. Almanya’da da faaliyet gösteren EXITCOM olarak, çalıştığımız firmalar arasında küresel çapta faaliyet gösteren büyük global markalar da yer alıyor.

Pillerin ne kadarı geri dönüştürülebiliyor?

Pillerin tüm malzemeleri geri dönüştürülebilir. Buradaki asıl mesele verim, yani ham maddenin saflığı kısmı. Bu uyguladığınız teknolojiye göre değişebilir; ürünün %100’ünü geri dönüştürürsünüz ancak dönüştürdüğünüz ham maddenin %95’i verimlidir gibi…

Geri dönüştürdüğünüz ham maddeler sadece pillerde mi kullanılıyor?

Atık pillerden elde ettiğimiz ham maddelerin tümü pilde tekrar kullanılabiliyor. Tesis ve proseslerimizi tasarlarken birinci önceliğimiz batarya sektörü; ancak boya, demir-çelik gibi çeşitli yan pazarlara da ham madde üretebiliyoruz. Bu bize gelen talebe göre değişebiliyor.

Atık toplama ağınızı genişletmek için farklı çalışmalarınız var mı?

Geri dönüşüm çözümünün beraberinde batarya sektörü başta olmak üzere çeşitli alanlara ham madde sağlamanın yanı sıra, sektörü geliştirecek birçok projede aktif şekilde yer alıyor. Örneğin, şu anda 3 tane aktif AB projemiz bulunuyor, bunun yanında Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (NATEN) ile bu alanda araştırmalar yapıyoruz.

Bizim ülkemizde geri dönüşüm biraz hurda mantığıyla anlaşılabiliyor; ama biz kobalt, lityum gibi uç ürünlere ulaşmak istiyoruz. Bizim elimizdeki ham madde, henüz çıkarılmamış cevherden milyon kat daha değerli; çünkü zamanında oradan işlenerek hazır hale getirilmiş. Bu yönden karşılaştırdığınız zaman madenciliğe göre çok daha az karbon emisyonu, proses ekipmanı ve daha birçok avantaj sağlıyor.

Toplama ağımızı geliştirmek için TAP Derneği başta olmak üzere, bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler ve teknoloji mağazaları ile iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. EXITCOM olarak bu konuyu sadece ticari olarak ele almıyor, atık ürüne ulaşmanın yanı sıra bu bilinci yerleştirmek için de çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de bu alanda ilk ve tek sayılabilecek pek çok iş yapıyoruz.

Batarya Teknolojileri Zirvesi’ndeki gündeminiz nedir?

EXITCOM olarak, tesis kapasitemizi batarya sektöründeki atıklarla güçlendirmek, beraberinde de yine bu sektördeki oyunculara ürünler temin etmeyi planlıyoruz. Tabi bu bir ağ gerektiriyor ve Batarya Teknolojileri Zirvesi’nde bu yöndeki çalışmalarımızı ele alıyoruz. EXITCOM olarak, bir ayağımız Avrupa’da olduğu için buradaki işleri biliyor ve Türkiye’de henüz başında olan bu sektör için sistem altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Şu an için sadece işimizi yapmıyor toplama ağı, standartlar ve kuralların oluşumundaki altyapının da oluşturulmasına yardımcı oluyoruz.

Zirvede geri dönüşüm alanında faaliyet gösteren tek firmayız. Buradaki ana noktamız yurt içi ve yurt dışı birçok etkinlikte de olduğu gibi sektörün gündem maddeleri arasında yer alan batarya dönüşümündeki altyapıyı oluşturmak.

Batarya Pasaportu sizleri oldukça yakından ilgilendiriyor. Bu konuyu değerlendirebilir misiniz?

Batarya Pasaportu bizim için çok önemli bir konu. Yurt dışında uygulanmaya başlandı. Türkiye’de ise birkaç örnek var; ancak resmiyette başlayıp başlamadığı bir soru işareti olsa da 2027 öncesi kesinlikle uygulamaya girecek. Batarya Pasaportu konusunda zincirin merkezinde yer alıyoruz; çünkü 2030’a kadar pil üreticileri geri dönüşümden ham madde kullanmak zorunda kalacak. Eğer kullanamazlarsa AB’ye pil satamayacaklar. Bunun için de belirli limitler var ve limitler çerçevesinde batarya alanında geri dönüşüm çözümü sunan firmalardan cevher temin edilmesi gerekecek.

EXITCOM olarak, Türkiye’de çok farklı pil türleriyle karşılaştığımız, çok farklı pil türüne çok geniş proses sağladığımız için dünyada tek olabiliriz. Bu kapsamda Almanya’daki tesisimizi de geliştiriyoruz, önümüzdeki yıl içerisinde oraya da kırma-ayırma hattı kuracağız. Aynı zamanda Avrupa’nın farklı bölgelerinde de bir tesis planlıyoruz; çünkü sektörün geri dönüşüm anlamında ciddi ölçekte gelişeceğini ve büyüyeceğini düşünüyoruz.

Continue Reading

Depolama Yöntemleri

Endüstriyel tip enerji depolama nedir, nasıl yapılır?

Published

on

By

Enerji arz ve talebini yönetmek, şebeke istikrarını artırmak ve enerji verimliliğini iyileştirmek amacıyla endüstriyel alanlarda büyük ölçekli enerji depolama sistemlerinin kullanılması anlamına gelen endüstriyel tip enerji depolama sistemleri; düşük talep dönemlerinde fazla enerjiyi depolayabilir ve yoğun talep dönemlerinde bu enerjiyi salarak enerji maliyetlerini azaltabilir, şebeke güvenilirliğini destekleyebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu sağlayabilir. Endüstriyel enerji depolama sistemleri, enerji verimliliğini artırma, şebeke güvenilirliğini sağlama ve endüstriyel operasyonlarda yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu destekleme konusunda önemli bir rol oynar.

Endüstriyel enerji depolama birçok uygulama ve sektörlerde kullanılır:

Yenilenebilir enerji entegrasyonu: Enerji depolama sistemleri, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilen fazla enerjiyi yüksek üretim dönemlerinde depolayabilir ve bu kaynakların enerji üretmediği zamanlarda bu enerjiyi salarak sürekli bir enerji arzı sağlayabilir.

Tepeden kesme (Peak shaving): Endüstriler genellikle yüksek enerji talebi dönemleri yaşar, bunlara tepki dönemleri denir. Enerji depolama sistemleri, bu zirve zamanlarında depolanan enerjiyi boşaltarak enerjiyi şebekeden çekme ihtiyacını azaltabilir, ki bu zirve saatlerinde maliyetli olabilir.

Şebeke istikrarı ve frekans düzenlemesi: Enerji depolama gerçek zamanlı olarak enerji çıkışını talep değişikliklerine uyum sağlamak için ayarlayarak şebekenin istikrarını sağlamak için hızlı yanıt yetenekleri sunabilir. Bu, şebeke frekansını kabul edilebilir sınırlar içinde tutmaya yardımcı olur.

Yedek güç: Endüstriler üretim kayıplarını önlemek için sürekli bir enerji arzına ağırlık verirler. Enerji depolama sistemleri, şebeke kesintileri veya enerji dalgalanmaları sırasında yedek güç kaynağı olarak işlev görebilir.

Yük dengeleme: Enerji depolama sistemleri, düşük talep dönemlerinde fazla enerjiyi depolayarak ve yüksek talep dönemlerinde bu enerjiyi salarak enerji talebindeki değişimleri düzeltebilir, böylece şebekeye olan yükü azaltabilir.

Mikroşebekler: Endüstriyel kompleksler ana şebeke ile bağımsız olarak veya ana şebeke ile birlikte çalışabilen enerji depolamalı mikroşebekler kurarak enerji dayanıklılığını artırabilir ve ana şebekeye olan bağımlılığı azaltabilir.

Endüstriyel enerji depolama sistemlerinin türleri

Batarya enerji depolama sistemleri: Bu sistemler, lityum iyon, kurşun asit veya akış pilleri gibi çeşitli batarya türlerini kullanarak enerji depolar ve serbest bırakır. Yüksek verimli ve ölçeklenebilir olmaları nedeniyle geniş bir endüstriyel uygulama yelpazesine uygun hale gelirler.

Saat enerjisi depolama: Saatler, rotorları yüksek hızlarda döndürerek enerji depolar ve gerektiğinde kinetik enerjiyi elektriğe dönüştürerek kullanabilir. Hızlı yanıt süreleri sunar ve şebeke frekansını stabilize etmeye yardımcı olabilir.

Süperkapasitörler/Ultrakapasitörler: Bu cihazlar enerjiyi elektrostatik olarak depolar ve hızlı enerji boşalmaları sağlar. Genellikle kısa vadeli enerji depolama ve hızlı enerji boşaltma uygulamaları için kullanılırlar.

Pompalanmış hidro enerji depolama: Genellikle daha büyük ölçekte olan bu sistemler, düşük talep dönemlerinde suyu alt rezervuardan üst rezervuara pompalayarak ve yüksek talep dönemlerinde üst rezervuardan aşağıya doğru türbinler aracılığıyla akıtarak enerji depolar.

Sıkıştırılmış Hava Enerji Depolama (CAES): CAES sistemleri, sıkıştırılmış havayı yeraltı mağaralarında depolayarak ve elektrik ihtiyacı olduğunda türbinleri çalıştırmak için salarak enerji depolar.

Isı Enerjisi Depolama (TES): Bu tür depolama, ısı enerjisini yakalamayı ve saklamayı içerir ve daha sonra kullanım için kullanılabilir. Endüstriyel süreçlerde veya enerji üretim sistemleri ile birleştirilebilir.

Hidrojen depolama: Hidrojen, düşük enerji talebi dönemlerinde üretilebilir ve yakıt kaynağı olarak veya enerji dönüşümü için depolanabilir.

Continue Reading

Trentler